
Estetik Diş Hekimliği
Zirkonyum
Diş
kaplamaları çoğunlukla porselen kaplama şeklinde uygulanır. Diş kaplamaları
metal destekli ile metal desteksiz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Daha
estetik bir gülüş gereksinimi içersinde olan hastalar için diş hekimleri de
daha estetik tedavi yaklaşımları içersindedirler. Bu estetik ihtiyaçlar, diş
hekimliğinde daha fazla estetik bir yaklaşım olan zirkonyum alt yapılı dişleri
tedavilerinde daha sık kullanılmasını gündeme getirmektedir. Diş yapımında
kullanılmakta olan ve beyaz renkli bir madde olan zirkonyum, saf mineral hali
yerine zirkonya seramiği haline dönüştürülüp kullanılarak özel fırınlarda
işlenmektedir. Zirkonyum diş kaplama, metal desteksiz kaplamalar grubundan
olup, metal destekli kaplamalara kıyasla daha doğal bir görünüm sunar.
Zirkonyum
kaplamanın estetik ve doğal bir görünüm sunmasının yanı sıra diş eti sağlınız
açısından da önemlidir. Çünkü, zirkonyum diş kaplamalar diş etleriyle daha
uyumludur ve zirkonyum diş kaplama yapılmış dişlerin etrafında ki diş etinde,
diş eti hastalığı görülmesi olasılığı metal destekli diş kaplamalarına oranla
daha düşüktür.
Zirkonyum diş
kaplama, beyaz renkli, sıcağa dayanıklı ve metale karşı alerjisi olan hastalar
içim ideal bir diş tedavisi türüdür. Zirkonyum diş kaplamanım ışık geçirgenliği
sayesinde mat görüntü kaybolarak, daha doğal ve daha estetik bir görünüm
sağlar. Zirkonyum diş kaplama kullanan kişiler de sıcak soğuk hassasiyeti
olmaz. Ayrıca, metal olan dişlere oranla sağlamlığı daha fazladır ve doğal
görünümü sebebiyle daha çok ön dişlerde daha çok tercih edilmektedir.
Zirkonyum, sigara veya başka nedenler ile oluşan lekelenmeleri en aza indirger,
ağuz kokusuna yol açmaz, diş eti sorunlarına sebep olmaz ve ağızda tat
değişikliğine neden olmaz.
Zirkonyum
porselenlerin avantajları
Işık
geçirgenliği metal alt yapılı porselenlere göre daha fazladır
Doğal görünüm
ve estetik olarak ağızda uyumu daha güzeldir
Isı yalıtımı
çok güçlü olduğu için metale göre hassasiyet yapma özelliği çok azdır
Cad cam
teknolojisi ile basamaklı kesime gerek olmadan ölçü alma kolaylığı
Yüksek
dayanma gücüne sahiptir.
Alerji yapmaz
Metal alt
yapılı porselenlerde yükseklik alındığınızda yada okluzalden porselen
kırıldığında alttan metal yansıması olmaktadır. Kole bölgesinde porselenden
metal e geçiş noktalarında mor renkte görünüm olmakta. Ancak alt yapısı Zirkon
esaslı porselenlerde bu problem yaşanmamaktadır.
Hastalara iyi
bir alternatif sunma

Diş
etrafındaki çene kemiğinin çok yoğun olduğu ya da dişetinin çok kalın olduğu
durumlarda veya çene kavsinin dar olması nedeniyle dişin sürecek yer bulamaması
halinde, süt dişlerinin erken kaybı sonucu ya da bazı hastalıklara bağlı olarak
sürememiş, dişetinin altında ve kemik içinde kalmış dişlere gömük diş denir. Her
çenede sağ ve solda birer adet olmak üzere toplam 4 adettir.
Çekilme Nedenleri
ÇÜRÜK: 20
yaş dişinin pozisyonundan dolayı o dişte veya komşu dişte çürük görülebilir.
ORTODONTİ: Pek
çok genç hasta dişlerindeki çapraşıklıkları düzelttirtmek için ortodontik
tedavi görmektedir. 20 yaş dişleri sürerken yer darlığı nedeniyle özellikle ön
bölgede diş çapraşıklıklarının artmasına neden olur.
KİST OLUŞUMU: Gömük
ya da yarı gömük 20 yaş dişinin çevresindeki yumuşak dokuda kist oluşabilir. Bu
kist ve dişin alınması, ileride oluşabilecek kemik ve komşu diş harabiyetini
önleme açısından büyük önem taşır. Nadiren de olsa kistin içinde tümör
gelişebilir veya kistin aşırı büyümesine bağlı olarak çenede spontan kırıklar
meydana gelebilir.
Pek çok kişi
işlemden sonra operasyonun derecesine ve ağrıya karşı gösterdiği tepkiye bağlı
olarak bir rahatsızlık hisseder. Doktorunuzun verdiği ilaçları zamanında
almanız bu rahatsızlıkların azalmasında size yardımcı olacaktır.
Operasyonun
durumuna bağlı olarak yüzde şişme ve morarma olabilir. Benzer operasyonlarda
bile kişiler arasında şişlik ve morluk derecesi farklı olabilmektedir. İlk
günlerde yüzünüze uygulayacağınız buz kompresi bu şişliğin az olmasına yardımcı
olacaktır.
Yara yerinin
iyileşip, rahatsızlık hissinin geçmesi sizin ağrı eşiğinize, yaşınıza, genel
sağlık durumunuza, ağrı kesicilere reaksiyonunuza, operasyonun derecesine ve
operasyon sonrası bakımınıza bağlıdır.
Yara yerinin
kurcalanması, içine gıda artıklarının dolması, sigara kullanımı gibi nedenlerle
çekim bölgesinde iltihaplanma meydana gelebilir. Bu da ağrıya neden olur.
Bölgenin oksijenli suyla temizlemesi ve uygun antibiyotik kullanımı ile bu
şikayetler giderilir.
Unutulmaması
gereken diğer bir husus ta; Sigara yara iyileşmesini geciktirir ve operasyon
bölgesinde iltihaplanmalara (alveolit) sebep olabilir. Operasyon bölgesi
tamamen iyileşene kadar sigara içmemeniz tavsiye edilir (Bu süre an az 2
haftadır). Sigaradan tamamen vazgeçmeniz mümkün değilse olabildiğince az
içmeniz iyileşme açısından çok önemlidir.

Beyazlatma dişlerin yapısında (mine ve dentin tabakasında) oluşan renklenmeleri giderme işlemidir. Dişlerinin renginden memnun olmayan kişilere önerilen kozmetik bir çözümdür.
Bleaching olarak ta rastlayabileceğiniz beyazlatma, çeşitli nedenlerle renk değiştirmiş dişleri beyazlatmak veya kişiye özel diş rengini birkaç ton açmak için kullanılan bir ağartma yöntemidir. Yaygın olarak, klinikte hekim tarafından yapılan, dişlerin yüzeylerine yapışan bakteri plakları ve diş taşlarının temizliği ile karıştırılmaktadır. Aslında diş taşı temizliği ile dişler mevcut kişisel renklerine kavuşurlar. Dis rengi de aynı göz ya da ten rengi gibi kişiden kişiye farklılık gösterir.
Dişlerin doğal renkleri bazen yıllar geçtikçe, bazen dış etkenlerle, bazen de kalıtsal olarak koyu renklidir. Diş rengini etkileyen birçok faktör vardır. Bunlar :Kalıtımsal etkenler, dış etkenlerin ( çay, kahve, sigara gibi ) boyaması, gelişim çağında alınan antibiyotik ya da florür, yaş ilerledikçe, beslenme tarzı ile, dişe gelen bir darbe ile olabilirler.
Muayenehanede veya evde yapılabilen diş beyazlatma işlemi ile dişler 2-10 ton açılarak tatmin edici bir beyazlama ve güzel bir gülüş elde edilir. Ancak unutulmamalıdır ki Bleaching işlemi mutlaka profesyonel hekim kontrolü altında uygulanmalıdır.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONULAR
Dişetlerini korumak:
Beyazlatma jelleri dişetlerini tahriş edebilir.Bu nedenle dişetlerine taşırılmaması gerekir. Ev tipi uygulamalarda kalıbı ağza yerleştirdikten sonra jel dişetine taşıyorsa ıslak bir pamuk ile taşan jel alınmalıdır. Klinik tipi uygulamalarda ise hekiminiz dişetini izole etmek için özel bir köpük kullanacaktır.
Sıcak-Soğuk Hassasiyeti:
Beyazlatma sonrasında nadiren " sıcak-soğuk hassasiyeti " görülmüştür.Ancak bu durum 1-3 gün içerisinde tamamen kaybolur. Beyazlatma işlemi diş minesi üzerinde herhangi bir değişikliğe yol açmaz.
OFİS TİPİ (FOTOKİMYASAL) BEYAZLATMA
Bu diş beyazlatma yönteminde, beyazlatma jeli bir UV-lamba (mavi ışık) veya bir KTP lazeri (yeşil ışık) kullanılarak aktive edilir. Bu metodu diğerlerinden ayıran özellik ise kullanılan ışık kaynağının da ayrıca dişi beyazlatıcı etkisinin olmasıdır (foto oksidasyon). Bu uygulama, dişler üzerinde daha derin bir beyazlatma sağlar.
UV-Işık kullanırken çevre dokular (dudaklar, dişetleri, dil vb.) muhtemel yanık yaralanmalarına karşı iyi korunmalıdır. KTP lazeri kullanırken ise yanma riski yoktur, ancak dişetleri beyazlatma jelinin sızıntılarına karşı korunmalıdır (gingiva block). KTP lazeri ile beyazlatmanın büyük bir avantajı da; geniş bilimsel araştırmalar sonucunda diş minesi üzerinde yan etkilerinin gözlenmemiş olmasıdır. Diş beyazlatma işlemi sonrasında yapılacak florid uygulanması diş minelerini güçlendirir ve çürümeleri önler.
AVANTAJLARI
1 saatlik tek seans sonrası ortalama yüksek oranda beyazlama
İşlem sonrası hassasiyetin kontrol altında olması
Elde edilen rengin korunması
Doktor tarafından uygulandığı için ağzın geri kalan dokularının korunması
Günlük alışkanlıklardan vazgeçmeden yüz güldüren sonuç (sigara, kahve, çay)
DEZAVANTAJLARI
Diğer yönteme göre daha pahalıdır.

Laminate
porselenler özellikle ön grup dişlerde kullanılan çok ince seramik
materyallerdir. Dişlerinin şeklinden ve renginden memnun olmayan, kırık,
aşınmış, üst üste binmiş dişlere sahip olan kişilerde, diestema (dişleri
arasında aralık) bulunan kişilerde uygulanır.
Dişten
kaldırılan dokunun çok az olmasından kaynaklanan bir koruma vardır. Ortalama
0,3-0,7 mm diş dokusu uzaklaştırmak yeterlidir. Veneerler istenen renk ve
formda hazırlanır ve yapıştırılır. Çok ince olmaları ve metal içermemeleri
sebebi ile estetik olarak çok başarılıdır.
Tedavi süreci
ise kısadır. İlk muayenede dişler daha kesilmeden hastadan bir ölçü alınır. Bu
model ile laboratuarda özel bir malzemeden mock-up (prova çalışması) uygulaması
yapılır. Doktor ve hasta 3 boyutlu bu model üzerinde fikir birliğine varma
şansını yakalar. Böylece dişleriniz daha kesilmeden nasıl olacağınızı 3 boyutlu
olarak görme şansınız olur.
Porselen
veneerler çok ince olmalarına rağmen yapıştırıldıklarında kırılmaya karşı çok
dayanıklıdır. Özel bir yöntemle (bonding rezin) yapıştırma işlemi gerçekleşir
ve yapıştıktan sonra laminate veneeri dişten ayırmak mümkün değildir.
Laminalar
minimum preperasyon gerektirmeleri, sigara, çay, kahve gibi ajanlarla
boyanmamaları ve ışık geçirme özellikleri ile doğal dişten ayırt edilemezler.
Bu yüzden günümüzde uygulanan en ideal estetik tedavi metodu olmuştur.
AVANTAJLARI
Işık geçirme
özelliği olduğu için doğal dişten ayırmak mümkün değildir. Bir laminate veneer
ne kadar çok ışık geçirme özelliğine sahipse o kadar daha doğal sonuç elde
edilir.
Çok iyi
cilalanmış porselen yüzeyi, diş taşı oluşumlarını minimuma indirir.
Kahve, çay,
sigara gibi dış etkenlerle renk değiştirmez.
Materyal
olarak oldukça kırılgandır. Fakat, mineye tam olarak yapıştırıldığında, germe
ve çekme kuvvetlerine karşı direnci çok yükselir. Sözgelimi, yapışmış bir
veneer'ı dişten bütün olarak sökmek mümkün değildir. Ancak elmas frezlerle diş
yüzeyinden aşındırarak uzaklaştırılabilir.
Dişlerin dile
bakan yüzeyleri orijinal diş yüzeyi olduğu için dil herhangi bir yabancılık
çekmez.
DEZAVANTAJLARI
Diğer tedavi
alternatiflerine göre maliyeti daha yüksektir.
Hassas bir
tekniktir. İyi bir klinik ve laboratuar çalışması gerektirir. Hekimin ve diş
teknisyeninin bu konu üzerine teknik bilgisinin ve artistik yeteneğinin tam
olması gerekir.

Ortodonti Nedir?
Ortodonti,
diş ve yüz bozukluklarının teşhis, tedavi ve önlenmesidir. Ortodontik tedavi
genelde braket gibi düzeltici aletler kullanımını içerir. Bu düzeltici
aletlerin kullanım amacı :
Dişleri
düzeltmek
Çene (Diş,
Damak) kapanış bozukluklarını düzeltmek
Diş
boşluklarının kapatılması
Diş ve
dudakları düzgün hizalamak.
Ortodonti
uzmanları çocukların 10 yaşından önce ortodontik gözleme girmesini tavsiye
eder. O yaşlarda yeterince kalıcı diş çıktığından, olası sorunları görmek
mümkündür. Ama bütün kalıcı dişler çıkana kadar beklememelisiniz.
Ortodontik
tedaviye erken yaşta başlamanın birçok avantajı vardır. Örneğin çocuklar
büyürken genişleme aletleri damağın genişliğini ayarlamak için modifiye
edilebilir ve böylece dişlerin daha düzgün çıkması sağlanır. Böyle tedavilerin
erken yaşta yapılması hastanın ortodontik potansiyelini arttırır.
Yükselen diş
sağlığı bilinciyle yetişkinler de artan sayılarla ortodontik tedavi
görmektedirler. Fakat yetişkin tedavisi daha karışıktır ve bazen bir sorunu
gidermek için birden fazla uzman gerekebilir. Örneğin yetişkin hastalar dişeti
sorunlarına karşı daha hassastırlar ve bunu düzeltmezlerse ileride düzeltici
çene ameliyatı gerektiren çene ve eklem sorunları olabilir. Yetişkin
tedavisindeki en önemli engel yetişkinlerin artık büyüyememeleridir.
Nedenleri
1.Beslenme
Bozuklukları: Yeterli beslenemeyen kişilerde, çene ve yüz yapısında
hacimsel küçülme meydana gelecek ve normal hacimdeki dişler küçük çenelerde
gerekli yeri bulamayacakları için çapraşıklıklar, rotasyonlar (dönme), hatta
gömüklük olguları görülecektir.
2.Ağızdan
Nefes Alma: Kronik iltihaplar ve benzeri nedenler, uzun süre devam ederse
bademcikler aşırı derecede büyüyebilir. Bu durumda solunum yolları daralır ve
nefes alma güçlüğü meydana gelir. Bu güçlüğü yenebilmek ve o bölgedeki hava
geçiş yolunu genişletebilmek amacıyla çocuk alt çenesini ve buna bağlı olarak
dilini öne alma zorunluluğu duyar. Bu durum, uzun süre devam edecek olursa alt
çenenin öne doğru konumu yerleşir. Dil ön dişler arasına girer ve dişlerin
sürmelerine engel olursa açık kapanış meydana gelir. Hasta burundan nefes
alamıyor ise ,üst çenenin büyüme potansiyeli üzerinde negatif etki oluşabilir.
3.Parmak
Emme: Yeni doğmuş bir bebekte oldukça gelişmiş bir emme mekanizması
vardır. Emme içgüdüsü tatmin edilmemiş bir bebek, bu ihtiyacını gidermek için
bazı alışkanlıklar edinir. Anne sütü ile 9-18 ay beslenen çocuklarda çoğunlukla
bu alışkanlık görülmez.
Yapılan
araştırmalar parmak emmenin yaşamın ilk birkaç haftasında açlığa bağlı olarak
geliştiğini göstermiştir. Dişlerin sürmeye başladığı dönemde lokal iritasyonlardan
doğan ağrı, parmak emme yoluyla giderilebileceğinden bu alışkanlığın dişlenmeye
yardımcı olduğu düşünülebilir. Parmak emme yaşla azalır.
Parmak
emmenin nedenleri:
Ani olarak
anne memesi veya biberondan kesilme
Bebek
beslenirken emmesini çok kısa sürede sonlandırmak
Bebeğin
beslenmesini uzun aralıklar olacak şekilde değiştirmek
Parmak emme
alışkanlığında erken dönemde hiç önlem alınmaz. Bu devrede alışkanlığı önlemek,
çocuğun fizyolojisini etkileyeceği için zararlıdır.Parmak emme alışkanlığının
tedavisi için kesin bir yaş söylenemez. Uygun zaman ayarlanması her çocuk için
ayrı ayrıdır. Alışkanlığın derecesi, çocuğun geçmişi zaman ayarlanmasını
etkiler. Genel olarak parmak emme 3.5 yaşından sonrada devam ediyor ise
tedavisine başlanmalıdır.
Bu alışkanlığı
sürdüren çocukta, emilen parmağa ve sayısına göre etki alanında bulunan alt ve
üst dişlerde yer değiştirmeler ve kapanış düzensizlikleri görülecektir.
4. Yalanc
Emzik: Fizyolojik özellikleri olan bir emziğin 1.5 yaşına kadar emilmesi
zararlı değildir. Hatta çocuğun parmak emme gibi kötü bir alışkanlık edinmesini
önleme yönünden yararlıdır. Yalancı emzikler sürekli olarak kullanıldıkları
zaman, etki alanları içindeki dokulara uzun süreli anormal etki yapacağı için o
bölgelerde düzensizlik ve çeşitli kapanış bozukluklarına neden olmaktadır.
5. Yatış
Şekli: Yatış şekli, çoğunlukla alt çenenin yatma sırasındaki konumunu
belirler. Bu da bize alt çenenin ortalama günde 8 saat hangi konumda olduğu
hakkında bilgi verir.
Örneğin
yüzükoyun yatan bir çocuk ile sırt üstü yatan bir çocukta alt çenenin konumu
farklıdır. Uyurken sürekli aynı tarafa yatıp elini veya yumruğunu yüzü ile
yastık arasına koyma alışkanlığı olan kişilerde o tarafta yüz devamlı bir
basınç altında bulunacağı için ortodontik problemler çıkabilir.
6. Diş sıkma,
tırnak yeme, kalem ısırma, dudak ısırma gibi kötü alışkanlıklar.
7. Süt
dişlerinin erken kaybı.
8. Dişeti
problemlerine bağlı diş düzensizlikleri.
9. Diş
kaybına bağlı olarak meydana gelen düzensizlikler.
10. 20 yaş
dişlerinin öndeki dişleri sıkıştırmasına bağlı düzensizlikler.
11. Genetik
olarak yatkınlık.
12. Hormonal
düzensizlikler, sistemik hastalıklar.
Kapanış
Bozukluğu
Kötü bir
kapanış çirkin gözükür ve bu insanların tedavi için ortodontiste gitmelerinin
ana sebeplerindendir. Ayrıca çiğnemede zorluk çıkarır ve daha fazla çürüğe yol
açabilir. Bu düzensizliklerin düzeltilmesi ağız sağlığınızı iyileştirir ve
çiğnemenizi düzeltir. Kapanış bozuklukları kategorilere ayrılırlar. En çok
rastlananları:
Çapraz
Kapanma - Bu durumda üst dişler alt dişlerin içine veya dışına otururlar.
Çapraz kapanma, çiğneme ve ısırmayı zorlaştırdığından genelde ortodontik tedavi
gerektirir.
Sıklaşma -
Eğer dişler için yeterince yer yoksa, dişler çok büyükse veya çene çok küçükse
kalıcı dişlerin doğru pozisyona kaymaları için yeterli yer olmaz.
Derin
Kapanış - Bu durumda üst ön keskin dişler alt dişlerin üstüne geçer ve
bazen üst dişlerin ısırma çizgisi alt dişetlerine kadar gider.
Ters
Kapanış -Bu durumda ise alt dişler üst dişlerin önündedir.
Ön Dişlerde
Açıklık (Openbite) - Eğer üst ve alt dişler dişlerinizi kapadığınızda
birleşmiyorlarsa buna open bite denir. Ön dişler aynı gücü paylaşmadığından,
arka dişlere çok fazla baskı gelir. Bu, çiğnemeyi daha etkisiz hale getirmekle
birlikte arka dişlerin daha hızlı yıpranmasına neden olur.
Yer
Problemleri - Bazı insanlarda her diş bulunmaz veya normalden daha küçük
dişleri vardır. Eğer çene büyüklüğü normalse, bu dişlerin arasında büyük
boşluklara neden olur. Bir veya daha çok dişi olmayan insanlarda ise komşu
dişler boş alana kayarak boşluklara neden olur.
Tedavi Süreci
En çok
kullanılan yöntem uzun bir süre zarfında dişe hafif baskı uygulayarak dişi
yavaşça hareket ettiren braketlerdir. Çoğu ortodontik tedavi 2 aşamada
gerçekleşir.
Aktif
aşama - Bu aşama braket kullanarak dişlerin yerine oturması ve kapanışın
düzeltilmesini içerir.
Koruma
aşaması - Bu aşama uzun süre için dişi yeni yerinde tutmak için
sabitleyici (retainer) kullanımını içerir. Diş hekimleri, braket haricinde genç
çocuklarda çene kemiği büyümesine yardım için farklı aletler de
kullanabilirler. Bu aletler yetişkinlerde nadiren kullanılırlar
Braket
Metal,
seramik ve plastik braketlerden birini seçebilirsiniz. Ama ortodontik tedavi
genelde paslanmaz çelik braket kullanarak yapılır. Seramik ve plastik braketler
genelde estetik sebeplerden tercih edilirler, fakat tedavinin sonuna plastik
braketler lekelenmiş ve rengi atmış olabilir. Plastik veya seramikten yapılmış
braketlerde teller ve braket arasında daha fazla sürtünme olduğundan tedavi
süresi uzayabilir. Ortodontistiniz sizinle olası seçenekleri paylaşacaktır.
Braketler
dişi istenilen yöne itmek için baskı uygulayarak çalışırlar. Ortalama 1-3 yıl
arası kullanılırlar. Tedavi boyunca dişler yer değiştirdiğinden arada
ayarlamalar gerekmektedir. Eskiden braketler dişin çevresini kaplayan kalın
çelik bantlardan oluşurdu. Yeni çıkan gelişmelerle braketler gitgide küçüldüler
ve artık ortodontik bantlar nadiren kullanılıyorlar.
Bunlar
takılırken diş hekiminiz özel yapıştırıcılar kullanarak dişinize minik
braketler takacaktır. Daha sonra bu braketlerin arasından yay teli denilen
teller geçirir. Bu yay telleri dişlerin hareket edeceği yönde belirli bir rota
sağlarlar. Diş rengi teller daha az görünmekle birlikte paslanmaz çelik
tellerden daha pahalıdırlar. Ligature denilen küçük elastik bantlar, yay
tellerini braketlere bağlamak için kullanılabilir ve hasta her ziyarette farklı
bir renk seçebilir.
Braketler
takıldıktan sonra birkaç gün rahatsızlık duymak normaldir. Dişleriniz
sızlayabilir ve teller dil ve dudaklarınızı kaşındırabilir. Çoğu rahatsızlık
1-2 haftaya geçmesine rağmen teller değişirken veya ayarlanırken gene hafif
ağrı olabilir. Ağrıyı geçirmek için doktorunuzun tavsiye edeceği herhangi bir
ağrıkesici kullanabilirsiniz.
Hareketli
Aparet
Basit
tedaviler hareketli apareylerle ( temizlemek için çıkarılabilen plak)
yapılabilir. Dişe hafif baskı yapmasını sağlayan narin telleri ve yayları
vardır.
Fonksiyonel
Aparey
Bazen
ortodontik aletler kullanarak çene büyümesini değiştirmek mümkündür. Bu
fonksiyonel aletler çene kaslarının gücünü kullanırlar ve belli sorunları
çözmekte yardımcı olabilirler.
Headgear
Bazen
apareyler kadar kafa bandı (headgear) da giymek mümkündür. Genelde akşam ve
geceleri kullanılırlar. Ortodontistiniz kullanım zamanlarını ve gerekli olup olmadıklarını
sizinle paylaşacaktır. Bunları ortodontistinizin söylediği şekilde kullanmak
tedavinin düzgün ilerlemesi için çok önemlidir.
Elastikler
Sabit
braketlerin dişi hareket ettirebilmeleri için bazen narin elastik bantlar
takmak gerekebilir. Ortodontistiniz lastiklere gerek olup olmadığını
söyleyecektir.
İnvisalign
Bunlar
dişleri düzeltmek için kullanılan sağlam plastik kalıplardır. Her hasta için,
birbirinden biraz farklı takımlar üretilir. Her takım birkaç hafta kullanılıp
diğeriyle değiştirilir. Şeffaf plastikten olup, neredeyse görünmezlerdir. Bu
demek olur ki kimsenin dişlerinizi düzelttirdiğini bilmesine gerek yoktur. Bu
hizalayıcıların en iyi sonuçlar için günde 22-23 saat kullanılmaları gerekir.
Yemek yerken, diş fırçalarken veya bir şeyler içerken kolayca çıkarılabilirler.
Bunları kullanmadan önce bütün kalıcı dişlerin çıkmış olması gerekir.
Sabitleyici
(Retainer)
Sabitleyicinin
amacı düzeltici ortodontik tedavi sonrası dişleri yerinde tutmaktır. Isırışınız
düzeltildiğinde kemik ve dişetlerinin diş çevresinde sabitleşmek için zamana
ihtiyacı vardır. Tavsiye edilen kullanım süresi ortodontistten ortodontiste
göre değişir. Çoğu çocuk ve genç 20'li yaşlarının ortasına kadar takar fakat bu
konuda tedavinizi en iyi o bildiğinden, ortodontistinizin tavsiyesi
dinlenmelidir.

Zirkonyum
Diş
kaplamaları çoğunlukla porselen kaplama şeklinde uygulanır. Diş kaplamaları
metal destekli ile metal desteksiz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Daha
estetik bir gülüş gereksinimi içersinde olan hastalar için diş hekimleri de
daha estetik tedavi yaklaşımları içersindedirler. Bu estetik ihtiyaçlar, diş
hekimliğinde daha fazla estetik bir yaklaşım olan zirkonyum alt yapılı dişleri
tedavilerinde daha sık kullanılmasını gündeme getirmektedir. Diş yapımında
kullanılmakta olan ve beyaz renkli bir madde olan zirkonyum, saf mineral hali
yerine zirkonya seramiği haline dönüştürülüp kullanılarak özel fırınlarda
işlenmektedir. Zirkonyum diş kaplama, metal desteksiz kaplamalar grubundan
olup, metal destekli kaplamalara kıyasla daha doğal bir görünüm sunar.
Zirkonyum
kaplamanın estetik ve doğal bir görünüm sunmasının yanı sıra diş eti sağlınız
açısından da önemlidir. Çünkü, zirkonyum diş kaplamalar diş etleriyle daha
uyumludur ve zirkonyum diş kaplama yapılmış dişlerin etrafında ki diş etinde,
diş eti hastalığı görülmesi olasılığı metal destekli diş kaplamalarına oranla
daha düşüktür.
Zirkonyum diş
kaplama, beyaz renkli, sıcağa dayanıklı ve metale karşı alerjisi olan hastalar
içim ideal bir diş tedavisi türüdür. Zirkonyum diş kaplamanım ışık geçirgenliği
sayesinde mat görüntü kaybolarak, daha doğal ve daha estetik bir görünüm
sağlar. Zirkonyum diş kaplama kullanan kişiler de sıcak soğuk hassasiyeti
olmaz. Ayrıca, metal olan dişlere oranla sağlamlığı daha fazladır ve doğal
görünümü sebebiyle daha çok ön dişlerde daha çok tercih edilmektedir.
Zirkonyum, sigara veya başka nedenler ile oluşan lekelenmeleri en aza indirger,
ağuz kokusuna yol açmaz, diş eti sorunlarına sebep olmaz ve ağızda tat
değişikliğine neden olmaz.
Zirkonyum
porselenlerin avantajları
Işık
geçirgenliği metal alt yapılı porselenlere göre daha fazladır
Doğal görünüm
ve estetik olarak ağızda uyumu daha güzeldir
Isı yalıtımı
çok güçlü olduğu için metale göre hassasiyet yapma özelliği çok azdır
Cad cam
teknolojisi ile basamaklı kesime gerek olmadan ölçü alma kolaylığı
Yüksek
dayanma gücüne sahiptir.
Alerji yapmaz
Metal alt
yapılı porselenlerde yükseklik alındığınızda yada okluzalden porselen
kırıldığında alttan metal yansıması olmaktadır. Kole bölgesinde porselenden
metal e geçiş noktalarında mor renkte görünüm olmakta. Ancak alt yapısı Zirkon
esaslı porselenlerde bu problem yaşanmamaktadır.
Hastalara iyi
bir alternatif sunma

Diş
implantları, eksik olan bir veya birkaç dişin işlev ve estetiğini tekrar
sağlamak için, çene kemikleri içinde açılan yuvaya yerleştirilen, genellikle
titanyum esaslı vida veya kök şeklindeki yapılardır. Titanyum diş implantı ile
canlı kemik dokusu arasındaki birlikteliğe osseointegrasyon adı verilir.
İmplant
tedavisi, rahat, sağlam ve güvenilir bir uygulamadır. İmplant üzerine yapılan
protezler, gerçek dişlerin yerini alırken doğal bir yapı oluştururlar. Eksik
dişler tamamlanırken, sağlıklı dişlere dokunulmamış olur. Tüm protezlere oranla
çok daha uzun ömürlüdürler. Hissettirdiği güven sayesinde diş eksikliğinin
olumsuz psikolojik etkilerini de ortadan kaldıracaktır.
Muayene ve Planlanması:
Dental implant
her bireye özgü planlanır. Öncelikle ağızda kalan dişler, yumuşak dokular,
çene kemikleri muayene edilir Çene kemiğinin röntgeni (panoramik, tomografi)
çekilir ve varolan kemik miktarı belirlenir. Bireyin genel sağlık durumu da
değerlendirilerek implant uygulaması planlanır.
Dental Implantın Yerleştirilmesi:
Tüm implantlar
lokal anestezi altında yerleştirilir, operasyon tamamlandıktan sonra tek
başınıza evinize dönebilirsiniz. Bu işlem esnasında ağrı duyulmaz. İşlem
sonrasında, ağrı kesici ve buz tatbik edilir. İşlem sonrasında da ağrı
duyulmaz, ancak 2-3 gün boyunca hafif şişlik görülebilir. İşlem, yerleştirilen
implantın tipine ve sayısına göre 30-90 dakika kadar sürer çoğu zaman bir diş
çekiminden daha zor değildir.
Bekleme Süresi- Protez Hazırlıkları:
Dental implant
çene kemiği içerisine yerleştirildikten sonra kemiğin durumuna bağlı olarak 2-6
aylık bir bekleme süresi vardır. Bu süre içinde kemik dokusu ve implant
arasında bir bağlantı (osseointegrasyon) oluşur. Daimi protezler bu bekleme
süresi sonunda hazırlanır. Protez hazırlığı yaklaşık 2-4 hafta içerisinde
tamamlanır.
İmplant'ların
kemik ile tam birleşmesini (Osseointegration) sağlamak amacıyla ilk 2-3 ay
boyunca implant üstüne gelen yüklerin en aza indirgenmesi gerekir. Doktorunuz
bu iyileşme süresinde size uygun geçici bir protez yaparak sizi dişsiz bırakmayacaktır.
İmplantlar
üzerine yapılacak protezler vak'anın özelliğine göre değişik tiplerde
olabilirler. Bunlar, kolayca temizlenmesi amacı ile hasta tarafından
çıkartılabilecek şekilde olabileceği gibi dişhekimi tarafından çıkartılabilecek
şekilde de planlanabilir. Her iki planlamanın da avantaj ve dezavantajları
vardır ve sizin için uygun olan tasarımı hekiminiz tedaviniz başlamadan önce
size anlatacaktır.
Implant
tedavisi, doğru seçilen vak'alarda ve usulüne uygun yapıldığı taktirde,
hastaların yaşam kalitesini arttıran ve yüz güldüren bir tedavi
yöntemidir.
AVANTAJLARI
Kaybedilmiş
dişlerin yanındaki dişlerin kesilmesine gerek duyulmaz.Hareketli protez
kullanımı zorunluluğu ortadan kalkar.Sabittirler, yemek yeme, konuşma ve gülme
sırasında hareket etmezler.Yeterli kemik desteği olmadığı için oynayan
hareketli protezlerde, gerekli tutuculuk sağlanabilir.Üst total protezlerin
damağı kapatan tasarımından dolayı oluşan tat alma duyusunun azalması ve mide
bulantısı gibi sorunlar ortadan kaldırılmış olur.Rahat ve uzun ömürlüdürler.Doğal
bir görüntüye ve estetiğe sahiptirler.Özgüvenin geri kazanılması ile daha mutlu
bir sosyal hayat
DEZAVANTAJLARI
İmplant
materyallerinin yüksek teknoloji ile üretilmesi ve kullanılan malzemelerin
ithal olması nedeniyle, maliyeti klasik protezlere göre daha yüksektir.Protez
uygulanabilmesi için implantın osseointegrasyonu beklenir.İmplant
yerleştirildikten sonra ağız bakımı ve temizliğine özen gösterilmesi gerekir.Hastanın
genel sağlık durumunu etkileyen ciddi bir rahatsızlığının olmaması gerekir.
(Kontrol edilemeyen şeker hastalığının bulunması gibi)